Marka Tescili

Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.

Süreç

Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde yapılan başvuru sonrası 6  aylık "İnceleme" süreci başlar. Bu sürenin sonunda  müracaatı yapılan marka 3 aylık "Markalar Bülteni"’nde yayınlanır ve benzer / yakın benzer marka yoksa Türk Patent Enstitüsü ( TPE ) markanın tescil yolunu açar. 2 aylık "Belge Düzenleme" süreci sonunda Tescil Belgesi hazırlanır. Tüm Sınai Mülkiyet Haklarında olduğu gibi koruma başvuru yapıldığı andan itibaren başlar. Markalar tescil tarihinden itibaren 10 yıllık koruma sağlar ve bu sürenin bitiminde yenilenmesi gerekir.

Marka İzleme

Bir markanın tescil sürecinin olumlu sonuçlanması ve Tescil edilmesi  o markanın tam anlamı ile korunduğu anlamına gelmez. Tescilli olan markayı izleme, tescilli olan markaya aynı ya da benzer olan bir başvurunun tescilini engellemek için tek yöntemdir.

Bu hizmet  Türk Patent Enstitüsü ( TPE ) ‘ ne  başvurusu yapılmış ve Resmi Marka Bülteni’nde ilana çıkan markaların, müracaat ettiğiniz veya tescilli olan markalarınıza benzer olup olmadığının takibinin ve hukuki değerlendirmesinin yapılması ve müşterilerimize rapor edilmesi şeklindedir.

Marka izleme  hizmeti sayesinde, Türk Patent Enstitüsü ( TPE ) tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan ve ortalama 3000 marka başvurusunun ilan edildiği Resmi Markalar Bülteni analiz edilerek, markanız ile  aynı yada ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların henüz başvuru aşamasında iken tespit edilmesi ve itiraz edilerek iptalinin sağlanması mümkün olabilecektir.

Yurtdışı Marka Tescili

Tüm sınai Mülkiyet Hakları gibi markalar da müracaat edildiği ülkede koruma sağlamaktadır. İhracat yapan firmalar mutlak surette Türkiye’de tescilli olan markalarını ilgili ülkelerde de tescil ettirmeleri gerekmektedir. Bu konu marka sahiplerine ihracat, fuar katılımları, yurtdışına bayilik verme gibi nedenler ile ülke sınırları dışına çıkardıkları ürün ve hizmetlerine ait markalarını ilgili ülke veya ülkelerde korumalarını ve o ülkelerde hukuki olarak zarar görmelerini engeller. Aynı zamanda marka imajı açısından da çok faydalı bir işlemdir.

1- Madrid Protokolu

Madrid Protokolü 
Uluslar arası marka tescilinde sıklıkla rastlanan ve firmalar için en avantajlı olan sistem Madrid Protokoludur. Türkiye'den yapılacak bir müracaat ile aşağıdaki ülkelerde Madrid Protokolüne göre marka müracaatı yapılabilir.

* Belcika, Luksemburg ve Hollanda icin Beneluks Ofisine basvurulmasi gerekmektedir. ABD secildigi zaman MM2 ile birlikte MM18 formu da doldurulmalidir.
AB belirlendigi zaman ikinci bir dil secilmelidir.

2- CTM ( Avrupa Birliği Markası )
Avrupa Birliği ülkelerinde geçerlidir. Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler de CTM müracaatında bulunabilirler. Fakat bu başvuru sisteminin dezavantajları vardır.

Dezavantajları

1-Avrupa Birliği markası yapabilmek için AB ülkelerinde faaliyet gösteren bir vekille çalışma zorunluluğu vardır.

2-Birlik üyesi ülkelerden herhangi birinde markanın tescil sürecinde herhangi bir problem çıkarsa marka müracaat edilen diğer ülkelerde de red edilecektir.

3-Avrupa Birliği markalarının iptali diğer markaların iptalinden biraz daha zordur.

AB Üyesi Ülkeler
Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Avusturya, İtalya, İspanya, Portekiz, İngiltere, İrlanda, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Malta, Kıbrıs Rum Kesimi., Romanya, Bulgaristan

3- ÜLKESEL MÜRACAAT

Genellikle Madrid protokolü veya Avrupa birliğine üye olmayan ülkelerde yapılacak müracaatlarda kullanılan bir yöntemdir. Marka Tescil İşlemi, ilgili ülke patent ofisine o ülkede tayin edilecek vekil ile birlikte direkt yapılacak müracaat ile yapılır.